2 Yahudi...........
Yenilikci Forum :: KOMİK BÖLÜMÜ :: Fıkra
1 sayfadaki 1 sayfası
2 Yahudi...........
İki Yahudi arkadaş, piyasayı araştırmışlar ve o sene haki
renkteki kumaşın moda olacağını öğrenmişlerdi. Bütün varlıklarını paraya
çevirdiler.Piyasadaki bütün haki kumaşları satın aldılar. Depoları bu
renkteki kumaşlarla doldu ancak kimsenin bu kumaşlara talip olmadığı
görüldü. İki kafadar artık iflasın eşiğine gelmişlerdi. Moiz ve Aron dertli
dertli oturuyorlardı. Artık bıçağın kemiğe dayandığı bir gün kapı çalındı ve
içeriye bir albay girdi: "Siz de haki renkte kumaş var mı?" dedi.
Kulaklarına inanamadılar. Hemen atıldılar: "Evet albayım var, gösterelim"
dediler. Albay, dikkatle kumaşları inceledi. "Çok beğendim", dedi. " Bu
sene askerlere 200.000, subaylara 50.000 adet haki renkte elbise
yaptıracağız. Ancak tabii ki benim tek başıma beğenmem yetmez.
Generalimin de oluru lazım. Bana bir parça numune verin. Yarın öğlen
12'ye kadar telgraf çekersem iptal ederim. Eğer telgraf gelmezse
kumaşları kesip imalata başlayabilirsiniz."
O gece bitmek bilmedi. Kimi zaman ümitlendiler, kimi zaman "ya iptal
olursa" diye düşündüler. Ertesi gün saat 11, 11.30, 11.45, gözleri yolda,
korku ile postacıyı beklediler. Gelmesin diye dua ederek. 12'ye 5 kala
postacı sokağın köşesinden gözüktü. "Belki bize gelmiyordur" diye
ümitlendiler. Ancak postacı gelip kapılarını çaldı. Moiz, büyük bir kederle
koltuğa çöktü. Aron da çaresiz kapıyı açtı. Postacının elinde bir telgraf
vardı. Aron titreyen elleri ile telgrafi açtı, okudu ve sevinçle
seslendi: "Müjde Moiz, baban ölmüş!.."
renkteki kumaşın moda olacağını öğrenmişlerdi. Bütün varlıklarını paraya
çevirdiler.Piyasadaki bütün haki kumaşları satın aldılar. Depoları bu
renkteki kumaşlarla doldu ancak kimsenin bu kumaşlara talip olmadığı
görüldü. İki kafadar artık iflasın eşiğine gelmişlerdi. Moiz ve Aron dertli
dertli oturuyorlardı. Artık bıçağın kemiğe dayandığı bir gün kapı çalındı ve
içeriye bir albay girdi: "Siz de haki renkte kumaş var mı?" dedi.
Kulaklarına inanamadılar. Hemen atıldılar: "Evet albayım var, gösterelim"
dediler. Albay, dikkatle kumaşları inceledi. "Çok beğendim", dedi. " Bu
sene askerlere 200.000, subaylara 50.000 adet haki renkte elbise
yaptıracağız. Ancak tabii ki benim tek başıma beğenmem yetmez.
Generalimin de oluru lazım. Bana bir parça numune verin. Yarın öğlen
12'ye kadar telgraf çekersem iptal ederim. Eğer telgraf gelmezse
kumaşları kesip imalata başlayabilirsiniz."
O gece bitmek bilmedi. Kimi zaman ümitlendiler, kimi zaman "ya iptal
olursa" diye düşündüler. Ertesi gün saat 11, 11.30, 11.45, gözleri yolda,
korku ile postacıyı beklediler. Gelmesin diye dua ederek. 12'ye 5 kala
postacı sokağın köşesinden gözüktü. "Belki bize gelmiyordur" diye
ümitlendiler. Ancak postacı gelip kapılarını çaldı. Moiz, büyük bir kederle
koltuğa çöktü. Aron da çaresiz kapıyı açtı. Postacının elinde bir telgraf
vardı. Aron titreyen elleri ile telgrafi açtı, okudu ve sevinçle
seslendi: "Müjde Moiz, baban ölmüş!.."
bayindirlix- Moderator
- Mesaj Sayısı : 207
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 03/02/08
Yenilikci Forum :: KOMİK BÖLÜMÜ :: Fıkra
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz